Çorum




 www.tatilfikri.com.tr




ÇORUM TARİHİ

Çorum bölgesinde Paleolitik ve Mezolitik olarak adlandırılan Yontma Taş devri ile Orta Taş devirlerine ait (yaklaşık MÖ 2000000-9000) henüz hiçbir kalıntıya rastlanmamıştır. İnsanların göçebe olarak yaşadıkları, avcılık ve toplayıcılıkla geçindikleri bu döneme ait Türkiye'nin başka bölgelerinden kalıntılar olması nedeniyle, bölgemizde de bazı insan topluluklarının yaşamış oldukları kuvvetle olasıdır.

Bunu izleyen Neolitik Çağ olarak adlandırılan dönemde de (yaklaşık MÖ 9000-6000) Çorum bölgesinde yerleşim izleriyle karşılaşılmamaktadır. Bu dönem tarım ve hayvancılığın geliştiği ve insanların göçebelikten yerleşik yaşam tarzına geçtikleri çağ olarak tanımlanır. Bu döneme ait Anadolu’da en iyi tanınan yer Konya Bölgesindeki Çatalhöyük‘tür.

Çorum İli sınırlarındaki , şimdiye dek saptanmış en eski yerleşime ait kalıntılar Kalkolitik Çağ olarak adlandırılan döneme aittir. (Yaklaşık MÖ 6000-3000) Boğazköy’de Büyükkaya üzerindeki Kalkolitik yerleşim MÖ 6.bine tarihlenir. Bölgenin diğer Kalkolitik Çağ yerleşimleri biraz daha geç döneme aittir. Boğazköy yakınlarındaki Yarıkkaya, Büyük Güllücek, Alacahöyük, Kuşsaray gibi yerleşmeler ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayalı, yalnızca birkaç konuttan oluşan küçük köylerden oluşmaktaydı.

Daha sonraki Hitit döneminde başkent olacak Boğazköy / Hattuşa’da, bu dönemde Hattuş adlı bir yerleşim vardı. Takip eden Asur Ticaret Kolonileri Çağında (yaklaşık MÖ 1900-1700) burada Asurlu tüccarların bir kolonisi kurulmuş ve böylece zengin bir ticaret merkezi gelişmiştir.


ÇORUM ADI NEREDEN GELİYOR?

Çorum adının kaynakları ile ilgili muhtelif rivayetler ve bilgiler vardır.

Bizans (Doğu Roma) Kaynaklarına Göre 

Anadolu’nun Türkleşmeye başladığı 1071 Malazgirt Meydan Savaşı'ndan çok önce Türk boyları yavaş yavaş Anadolu’ya sızmaya ve yerleşmeye başlamışlardır. Bu tarihte Bizans’a bağlı olan Çorum, Nikonya (Yankoniye) adını taşımaktaydı.

Danişmendname’ye Göre 

Melik Ahmet Danişmend çetin savaşlardan sonra Bizans’ın elinden Çorum bölgesini alır.Halk müslüman olup bağlılık gösterir. Ancak bu tutumları, Melik Ahmed’ i ve ileri gelen komutanları bir ziyafette zehirlemek istemelerinden dolayı bir tuzaktır. Bu kötü niyetlerini ve şehrin bir depremle tamamen yıkılacağını Melik Ahmet bir gece rüyasında görür. Melik Ahmet bu rüyanın verdiği endişe ile uyanırken şehir sallanmaya başlar. Askerlerini ve arkadaşlarını derhal kaleden çıkarır.
Kaledeki Bizanslılar müslümanların çekilişinden memnun kalarak kaleyi tekrar kapatarak savaş hazırlığına başlarlar ve yeniden dinlerine dönerler. Fakat deprem yeniden şiddetlenerek kale ve şehir tamamen harabeye döner. Bizanslılara bu saldırılarından dolayı, suçlu anlamına gelen “Cürümlü” adı verilir, zamanla bu “Çorumlu” olur.

Evliya Çelebi Seyahatnamesine Göre;

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nin II.Cildi 407.sahifesinde bölgenin havasının astım hastalarına iyi gelmesi nedeniyle, Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan hasta oğlu Yakup Mirza’yı ve yüzlerce çorluyu (bakımsız, zayıf, hastaları) buraya göndermiş ve bunlar sağlıklarına kavuşmuşlardır. Bundan dolayı şehre Çorum denilmiştir. 

Çorum’un çevresinin dağlarla çevrili oldukça geniş bir ova olmasından dolayı (Çevrim) denildiği, halk ağzında Çorum’a dönüştüğü söylenmektedir. 

Çorum (önceleri bazen Çorumlu) Türklerin bölgeye gelmesiyle bu adı almıştır. Çorum veya Çorumlu adının Oğuz boylarından Alayunt’lu boyunun bir oymağına ait olduğu belirtilmektedir.


ULAŞIM

Çorum İç ve Güneydoğu Anadolu'yu Karadeniz Bölgesine bağlayan devlet karayolu üzerinde yer alır. 
Çorum'a Marmara Bölgesinden gelecekler için İstanbul- Samsun Karayolunu kullanmak daha avantajlıdır. Diğer alternatif yollar ise; Çorum-Amasya-Taşova-Erbaa-Niksar-Erzincan-Erzurum-Kars
Çorum-Amasya-Tokat-Sivas-Malatya-Elazığ-Diyarbakır-Çorum-Yozgat-Kapadokya-Adana-Hatay-Mersin.


ÇORUM MUTFAĞI

Çorum’un meşhur sarı leblebisi kuru nohuttan yapılır. Nohudun leblebiye dönüşmesi bir buçuk aylık bir emeğin ürünüdür.Tarihi dükkanlarda , tek kavrumluk leblebiler çuvallardan tenekelere , oradan leğenlere doldurulur. Odun ateşi ile yeterli sıcaklığa ulaşan fırına aktarılan leblebiler son kavurmadan sonra tekrar çuvallara doldurularak dumanı üstünde satışa sunulur. Çorum da her köşe başında bir leblebici dükkanı bulmanız mümkündür. Öteden beri yörede yetişen nohudun iriliği ve leblebiye dönüşümü haklı bir üne kavuşmuştur. Ancak altmışlı yıllardan sonra artık bölgede yetiştirilen nohut , leblebi üretimine yetmemeye başlamış ve başka bölgelerden nohut getirilmiştir. Buna rağmen Çorum leblebisi ününden hiçbir şey kaybetmemiştir. Bunda , kuşaktan kuşağa aktarılarak bugüne ulaşan kavurma işlemlerindeki beceri önemli rol oynamaktadır.

Çorum leblebisi yaklaşık 3 asır önce Ahmedi Sever isminde muhterem bir zatın Çorum da yetişen nohut cinslerinden leblebiyi imal ettiği söylenmektedir.Yaklaşık 3 asırdır  üretimi yapılan leblebinin adı adeta Çorum ismi ile özdeşleşmiştir. Çorum denince leblebi, leblebi denince ise akla hemen Çorum gelir.

Bu surette leblebisi ile ünlü olan Çorum, yöresel yemekler bakımından da oldukça zengindir

İlin özgün yemekleri arasında Mayalı , (Saç Mayalısı, Tava Mayalısı) , Yanıç , Cızlak , Kömbe, Oğmaç, Hingal, Haşhaşlı Çörek, Borhani (Hamurlu, Yumurtalı, Mantarlı) Helise, Çullama, Madımak, Tirit , İskilip Dolması , Keşkek, Kara Çuval Helvası, Hedik, Teltel, Has Baklava sayılabilir. Katipler Konağı ve Veli Paşa Konağında yöresel yemekleri tatmak mümkündür.

Şef Eyüp Kemal Sevinç; “ Hititlerden günümüze Çorum mutfağı ” yöresel lezzet yarışmasında jüri üyeliği yapmış. Tadına baktığı 300’e yakın yemek için, “ Çeşitlilik ve üretkenlik gerçekten büyüleyici, bu kadar çok yemeğin var olduğunu görmekte aynı derecede şaşırtıcı idi ” diyor. Hititlerin “Zalpa” diye adlandırdığı narlı kuzu budu, yırtılmış asma yaprakları ve kıyma ile yapılan “yırtma” isimli çorba, madımak, söbelik dolması, kuru mantı, leblebi tozundan yapılan teltel ve tabii ki Çorum’un en meşhur yemeklerinden olan, ilgimizi çeken İskilip dolması.

 www.tatilfikri.com.tr


Yorumlar